16 Mart 2009 Pazartesi

DOMATESLİ ELMA REÇELİ

Bir kaç hafta önce Şişli'deki Ekolojik Halk Pazarı'na gittik. Yılın en yağmurlu günüydü. Bir kere karar verip de vazgeçmesini bilmeyen insanlardan olduğumuz için gittik ve ıslandık. Güzel bir pazar diyemeyiz aslında, diğer halk pazarlarından pek farkı da yok gibi görünüyor. Biz gittiğimizde 2-3 gibi olmuştu saat az miktarda ürün satanlar mallarını bitirip gitmişlerdi bile. Bir de üstüne üstlük yağmur olanca hızıyla yağınca pek keyifli bir hali kalmamıştı. Oldukça üşümüştük, hızlı hızlı dolaşırken bir baktık güzel bir gözlemeci -galiba pazarın karşısındaki büfenin bir nevi şubesi- hemen sipariş verdik bir de sıcak çay, oh missss. İyi geldi yani.
Gelmişken ekolojik bir şeyler almakta da fayda var tabii ki. Gözlemeciye gelirken gözüme ufak ufak elmalar çarpmıştı. Gözlemeleri yiyip hemen elmacıya bir kaç kilo elma, bir de uncudan denemelik 1 kiloluk un. 5 kiloluk yokmuş gözlemeci arkadaşlar bize 5 kiloluk getiriyorlar isterseniz size de getirirler demişti ama, biz de 5 kiloluk yok dediler. Heralde bunlar bi daha gelmez elimde kalır diye düşünmüşlerdir. Bi kötü niyetleri yoktur heralde...

Eve geldikten sonra bu güzel elmaları sadece yemenin beni kesmiyeceğini anladım. Bunlarla bir şey yapmalıyım, ama komposto değil tabii ki. Neyse bilgisayarın başına oturdum. Yabancı blogları dolaşırken -bayaaa bi dolaştım- sonunda Chez Pim'in blogunda güzel bir reçel buldum. Tabii ki biraz tereddüt etmedim değil domates ve elma... Güzelim ekolojik elmaları rezil etmekte var işin içinde. Ama çok hoş ve şaşırtıcı bir reçel oldu. 
Chez Pim'in tarifinde granny smith elmalar ve taze biberiye kullanılmış. Ben ekolojik Amasya elması kullandım ve oldukça da ekşiydi.  Biberiye de kullanmadım, limon kabukları kullandım. İki ekşi etken bir araya gelince koyduğum şekeri de tabii ki artırdım. Yine de biraz ekşimsi tadı oldu, açıkcası benim açımdan pek de bi sakıncası yok. Ama bi daha ki sefere limon kabukları yerine biberiye koyarım artık. 
Misafirlere şimdiden afiyet olsun.

İçindekiler
500 g Amasya elması, 1 kg domates, 600 g şeker, 1 limonun suyu.

Nasıl Yaptım
Domtateslerin kabuklarını soyup, suyunu ve çekirdeklerini çıkarttıktan sonra dogradım. Ardından elmaların kabuklarınıda soydum ve çekirdeklerini çıkarttım. Bunların hepsini çelik bir tencereye yerleştirdim, üzerine 1 limonun suyunu, kabuklarını en sonda şekeri ekledim. Kısık ateşte domatesleri ve elmaları zedelemeden şekerini erittim. Ama bu işlem sadece şekeri eritmek için, şeker eridikten sonra hemen ocağı kapadım. Belki anne usülü domateslerin, elmaların ve limonların üzerine şekeri koyup buzdolabına kaldırmakta yete bilir. Kısmet bi daha ki sefere. Her neyse soğuduktan sonra kapaklı bir kaba yerleştirip buzdolabında sabaha kadar beklettim. Sabah bu kabdaki herşeyi çelik bir tencereye aktardım, tabiiki limonları çıkarmayı da unutmadım. Sadece nazar olsun diye iki dilim bıraktım. Tenceredeki her şey tam olarak pişene kadar üzerinde biriken köpükleride alarak pişirdim. Açıkcası tarifte elmalar şeffaflaşıncaya kadar diyor ama elmalarım çok sulu değildi ki suyu çok azaldı baktım ki her şey de pişmiş hemen ocağın altına kapattım. Daha önceden hazırladığım kavanoza aktardım. Soğuyunca da raftaki yerini aldı.

2 yorum:

  1. Oğuzcuğum, ben onu bunu bilmem, ekmekçiyim vesselam.
    Bugünkü ekmeğin bir harikaydı, ellerine sağlık.
    Yahu bundan sonra iyi bir Alman ekmeği yemek için Almanya'ya gitmeye gerek kalmayacak galiba. Zira burada yapılanların hemen hepsini tattım, bu kadar iyisini ilk kez.
    Yemeklerin hakkında yorum yapamıyorum. Hain karın sadece ekmek, tatlı, kurabiye ile bizi kandırıyor.
    Yahu bir ara size sefer tasları alayım da yemek de taşısın diyeceğim ya o konuda benim gurmeliğime güvenme.
    Ama ekmekte üstüme yoktur hani. Bu kadar da narsistliği hoş görünüz efem.
    Kolların ağrımasın cancağızım...
    Fatma Özdirek

    YanıtlaSil
  2. Ekmekle ilgili yazilari hazirliyorum... Yediğiniz ekmekleri yakında görüp tanıyacaksınız...

    Yorumlar için teşekkürler....

    YanıtlaSil