2 Mart 2009 Pazartesi

LOKANTA ÜZERİNE 2

Bu lokantayı düşündüğümde hep aydınlık bir yer geliyor aklıma. Önce mekan geliyor aklıma hatta biraz üzerine konuştuktan sonra kafamın içinde hafif hafif bir plan bile beliriyor.Dikey bir dükkan geliyor gözlerimin önüne, kapısı kısa kenarın tam ortasında. Cam bir kapı, çerçeveleri ahşap, buğulanmış camdan içerisi pek gözükmüyor. Bir an önce içeriye girmek istiyor insan, sıcak bir çay iyi gelir... Kapıyı açıyorum,  tam karşıda, dükkanın dibinde neredeyse uzunlamasına bir tezgah. Tezgahın başında duruyor dükkan sahibi, ortalıkta dolaşan bir de garson var, öğrenci herhalde. Sağlı sollu her iki yanda da uzun masalar var; arkalıklı piknik masalarını andırıyor ama poponuzu koyacağınız yerde ve sırt kısmında rahat yastıklar var (Sonradan konanlardan değil, yapılırken öyle yapılmışlar). Yerde karo var, bir siyah-bir beyaz, bir siyah-bir beyaz... Karolar çaprazlamasına yerleşmiş mekana bir derinlik de vermiş, hem temizliği de kolay olur. Duvarların biri çok açık mavi desenleri olan bir duvar kağıdıyla kaplı, herhalde 20-30 tane fotoğraf var. Sanki bir evin misafir odasının duvarı ama fotoğrafların çoğu tanıdık geliyor insana, galiba çoğu da solcu... İnsan bazen boş boş dururken ya da çalışırken ya da her neyse onu yaparken, aklına birileri gelir ya, işte o zamanların hepsini birleştirin. O insanların hepsinin fotoğrafları boydan boya duvarda. Öyle hepsi eşit boyda filan da değil, irili ufaklı, renk renk çerçevelerde. İster istemez insan durup onları seyretmek istiyor, belki bir tanıdık çıkar diye, eh işte bir-iki de çıkıyor... Nazım, Can Yücel, Che filan işte. Diğer duvarsa boydan boya kitaplık. Çok değil ama 400-500 kadar kitap var. Bu kitaplar yürümez mi diye düşünmeden edemiyor insan. Belki de yürür gider, başka bir yeri kendine mekan tutar ama başkaları da gelip burayı kendilerine mekan tutar, kim bilir. Belki bir sabah uyanırız, bir bakarız her tarafı demokrasi filan kaplamış. Neyse giden kitap olsun, zaten bu başka mesele.

Tabii ki bu mekanın bir de sesi var. Bugünkü sesi Amy Winehouse'dan "Back to black". İsyankar bir sesi var bu mekanın, zaman zaman da melankolik ama küfretmeyi de ihmal etmiyor. Kitaplığın sonunda cam kapılı bir dolapta her an çıkması muhtemel sesler bekliyor. Cem Karaca, U2, Freddie Mercury, Ezginin Günlüğü... Her an mekanın sesi değişebilir. Her sabah dükkan sesi, sahibi o sabah nasıl uyandıysa o olacak anlaşılan. Ama her halukarda isyancı olmayı ihmal etmeyen bir ses...

Eh sonunda yemek derdimizi çözmeye geldi. Sanki burası daha çok bir fırın gibi, oldukça çok çeşit ekmek var. Mönü istediğinizde size ufak bir kara tahta geliyor tebeşirle yazılmış. Günlük yazılmış bir mönü... Günlük yemeklere günlük mönü. Her yemeğin yanındaki boşluğa masadakiler kaç porsiyon istediklerini yazıyorlar. Gerçi çok da çeşit yok ama burada yiyeceğiniz her şey burada yapılıyor. Buna ekmekler de dahil. Hele sabah gelirseniz, erkek eli değmiş reçellerden ve peynirden tadabilirsiniz. Galiba buranın alametifarikasını; “burada yiyeceğiniz her şey burada yapılmıştır" yazısını duvara çakmak gerekiyor.

Yanisi, benim gördüğüm “Lokanta” hayali böyle. Şimdilik bu kadar ama günler, haftalar, belki de aylar geçtikçe gelişecek, değişecek. Sıra mönüyü oluşturmaya geldi.

Hadi bakalım...

6 yorum:

  1. Oğuzcuğum,
    "Keyfekeder Lokanta'sı hayırlı olsun...
    Ben sadece ekmeklerinin tadını biliyorum, artık keyfekeder yemek ve tatlılarının da tadını öğreneceğiz. :)
    Yahu bu lokantanın bir tek kitaplığı eksik. Gerçi kitapları rafa dizerek bu işe kolları sıvamışsın ya. Bir kitaplık da sağ ya da sol girişe kondurursan, insanlar lezzetlerini tadarken okumanın da keyfine varırlar. Genelde benim gibi sohbetten bi haber olanlar.
    Ne diyelim şimdilik hayal de olsa, hayal olmadan gerçek olmuyor.
    Biliyorsun ben güzel yemek yapamam ama fena bulaşık yıkamam. :) İhtiyacın olursa anımsatmama gerek yok.
    Öpücükler güzel yanaklarına...
    Fatma Özdirek

    YanıtlaSil
  2. Duvarlarin biri kitaplik olacak zaten... Boydan boya diye düsünüyorum... Ama kismet diyelim:)
    İyi dileklerin tesekkür ederim...
    Yemeklere gelince, onlarin tadina da en kisa zamanda bakarsim... Yani az sonra:))

    YanıtlaSil
  3. Ya super bir lokanta tasvir etmissin gercekten... Camlardaki bugu ve icerinin sicak havasi hakikaen cok hos... Insallah bir gun gercek olur da bizde ilk müsterileri oluruz... :))
    Ufuk Kayrak

    YanıtlaSil
  4. Tesekkürler... Valla olursa süper olur ama herhalde... Biraz cesaret gerekli... Neyse acikcasi bu blog da ilk girisim galiba...

    YanıtlaSil
  5. şayet yaban mersini meyvesine ihtiyacınız olursa bize ulaşabilirsiniz.
    kemal tüfekçi
    05326886027
    www.aslantarim28.tr.cx

    YanıtlaSil